17 Temmuz 2014 Perşembe

Aydın

Ege'deki şehir evet. Herkeste bir ecnebi şehri/ülkesi yazma hevesi aldı yürüyor. Yurt içi şehirlerini yazmak horgörülüyor herhal. Hayır gitmediğimden de değil çok şükür de, hakkını yiyorsunuz. Her neyse;

- Havaalanı falan yok sanırım, otobüsle gittim ben. Otogarı merkeze servisle 10 dakka. Merkezde de tren garı var, İzmir'e gidişi rahat. Zaten çük kadar şehir afedersiniz. Genel nüfus hala merkeze gelememiş muhtemelen, bir kırsal yaygınlık mevcut. Ege şehri işte, çok hakim değilim Ege'ye.

- Demokrat Parti'nin idam edilen başbakanı Adnan Menderes'in Aydınlı olduğunu bilmeseniz de anlayabiliyorsunuz şehir içinde. Köprüsü, bulvarı, altgeçidi, üniversitesi... Çok şükür her yerde.

- Genel olarak şehircilikte ortaya çıkan yolların, kaldırımların kenarındaki süs bitkiler, bilmemneler var ya... Burda bayağı turunç ağacı dikili meyvesiyle falan. Aşina değiliz.

- Yine nüfusun merkezdeki azlığı belediye otobüsü kavramını da şekillendirmiş. Bayağı pejo karsanlar, isuzular belediye otobüsü olmuş. Yalnız biraz pahalı, onu kınıyorum.

- İstanbul'daki kafelerde yemek yemek o kadar içime oturmuş ki Aydın'da huzur buldum. Bayağı şehir meydanındaki en iyi iki kafeden birinde elim kadar olan iki parça tavuk ızgara ve standart tabak bilmemne alfredoya 13 lira verdim toplamda. İstanbul'da yediğini düşünsene. ÇILDIRIRSIN.

4 gün falan kalabildim, bu kadar malzeme çıktı. Bir de antik kazı alanı vardı ona gidemediğime pişmanım. Onun dışında Aydın'ın en iyi yanı İzmir'e dönüşü.

Girizgah

İnsanın yazmaya ihtiyacı var. Mesela Doktor Watson'ın Afganistan sonrası psikiyatrik destek alması için blog yazması gibi olmayacak muhtemelen. Veya fenomen olup da bir yerde köşe yazmaya veya kitap basmaya kasmayacağım. Hiç o kadar uzun bir şey yazabileceğime inanmadığımdan olabilir. Life With Louie gibi bir şey çıksa bu adresten ona bile tavım. Çoğunlukla boş konuşuyor olacağım.